http://www.cnnturk.com/Yazarlar/Goksel.Goksu/Ey.Adalet.Elma.Dersem.Cik.Armut.Dememi.Bekleme/129.6682/index.html
Protesto bir hak mı, haksızlık mı? Ya da şöyle soralım. Hedef gözetmeksizin patlayan bir silah mı? Protesto amacıyla açılan bir pankart mı? Hangisi daha tehlikeli?
Protesto bir hak mı, haksızlık mı? Ya da şöyle soralım. Hedef gözetmeksizin patlayan bir silah mı? Protesto amacıyla açılan bir pankart mı? Hangisi daha tehlikeli?
Soruyu sorma nedenim Başbakanlık Binası'nda silah patlamış olması!
Üstelik Bakanlar Kurulu toplanmışken ve Başbakan Tayyip Erdoğan da o
toplantıya başkanlık ederken.
Saldırıyı gerçekleştiren kişi Nuri Başkapan.
İşin tekniğini tartışacak değilim.
'Saldırgan' sıfatı kullanmamız gereken Başkapan'ın, belindeki silah ile güvenlik düzeyi çok yüksek bir binaya nasıl girebildiğini tartışmak uzmanların işi.
Beni şaşkına çeviren konu başka.
Kuru sıkı olsa da, elinde -ya da belinde!- bir tabanca ile, Başbakanlıkta -ya da sokakta!- 3 el ateş eden ve bir kişinin de yaralanmasına -ya da kimse yaralanmasa da!- sebep olan birinin serbest bırakılmış olması!
Şimdi başa dönelim.
Saldırganın adı: Nuri Başkapan.
Suçu: İşsiz olan Başkapan, yüklü miktardaki kredi kartı borcuna çare bulmayan bakanlara sesini duyurmak gayreti ile elindeki -ya da belindeki- kuru sıkı tabanca ile Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında Başbakanlığa gelmek ve 3 el ateş etmek suretiyle korku ve paniğe neden olmak ve bir kişiyi yaralamak.
Karar: Serbest bırakıldı!
"Başbakanlığa saldıran Başkapan neden serbest?"
Soru: Başbakanlığa silahla saldıran bir kişi -her kim olursa olsun- neden serbest ?
Ya da kuru sıkı tabanca ile dolaşmak, Başbakanlığa gelip orada ateş etmek, bir kişiyi yaralamak, korku ve paniğe yol açmak suç mu, değil mi?
Yasa ne diyor?
Yasanın suç olarak nitelediği bir eylemin yaptırımı kişilere göre değişir mi?
Ya da şöyle soralım, silahlı külahlı bir saldırganı serbest bırakan "Adalet" pankart açan öğrenciler karşısında neden bu kadar acımasız?
"Madalyonun diğer yüzü"
Gelin onları hatırlayalım.
Adı: Ferhat Tüzer
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı ve Gençlik Federasyonu imzalı bir pankart açtı!
Cezası: Örgüt üyesi olmaktan hüküm giydi, 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı...
Adı: Berna Yılmaz
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı bir pankart açmak!
Cezası: Örgüt üyesi olmaktan hüküm giydi, 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı...
Adı: Utku Aykar
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı bir pankart açmak!
Cezası: 2 yıl 2 ay hapis…
"Çifte standart!"
Baştaki soruyu tekrar soralım.
Hedef gözetmeksizin patlayan bir silah mı daha tehlikeli, protesto amacıyla açılan bir pankart mı?
Ya da HES'lere karşı çıkanlar mı?
Ya da Nükleer Santral istemeyenler mi?
Aslında bu öğrenciler ne ilk ne de son.
Onlar sadece bir örnek.
Asıl mesele şu:
Her protestonun arkasında bir "örgüt" aramak yerine, onların da ne söylediğine kulak vermek ve hiç değilse silahlı bir saldırgana gösterilen -anlayışı değilse de- 'tahammül'ü gösterebilmek.
Aykırı ses karşısında bile 'Adalet'e, 'Hukuk'a, sadece "Elma dersem çık" diye seslenmek…
Saldırıyı gerçekleştiren kişi Nuri Başkapan.
İşin tekniğini tartışacak değilim.
'Saldırgan' sıfatı kullanmamız gereken Başkapan'ın, belindeki silah ile güvenlik düzeyi çok yüksek bir binaya nasıl girebildiğini tartışmak uzmanların işi.
Beni şaşkına çeviren konu başka.
Kuru sıkı olsa da, elinde -ya da belinde!- bir tabanca ile, Başbakanlıkta -ya da sokakta!- 3 el ateş eden ve bir kişinin de yaralanmasına -ya da kimse yaralanmasa da!- sebep olan birinin serbest bırakılmış olması!
Şimdi başa dönelim.
Saldırganın adı: Nuri Başkapan.
Suçu: İşsiz olan Başkapan, yüklü miktardaki kredi kartı borcuna çare bulmayan bakanlara sesini duyurmak gayreti ile elindeki -ya da belindeki- kuru sıkı tabanca ile Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında Başbakanlığa gelmek ve 3 el ateş etmek suretiyle korku ve paniğe neden olmak ve bir kişiyi yaralamak.
Karar: Serbest bırakıldı!
"Başbakanlığa saldıran Başkapan neden serbest?"
Soru: Başbakanlığa silahla saldıran bir kişi -her kim olursa olsun- neden serbest ?
Ya da kuru sıkı tabanca ile dolaşmak, Başbakanlığa gelip orada ateş etmek, bir kişiyi yaralamak, korku ve paniğe yol açmak suç mu, değil mi?
Yasa ne diyor?
Yasanın suç olarak nitelediği bir eylemin yaptırımı kişilere göre değişir mi?
Ya da şöyle soralım, silahlı külahlı bir saldırganı serbest bırakan "Adalet" pankart açan öğrenciler karşısında neden bu kadar acımasız?
"Madalyonun diğer yüzü"
Gelin onları hatırlayalım.
Adı: Ferhat Tüzer
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı ve Gençlik Federasyonu imzalı bir pankart açtı!
Cezası: Örgüt üyesi olmaktan hüküm giydi, 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı...
Adı: Berna Yılmaz
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı bir pankart açmak!
Cezası: Örgüt üyesi olmaktan hüküm giydi, 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı...
Adı: Utku Aykar
Suçu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen "Roman Toplantısı"nda, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı bir pankart açmak!
Cezası: 2 yıl 2 ay hapis…
"Çifte standart!"
Baştaki soruyu tekrar soralım.
Hedef gözetmeksizin patlayan bir silah mı daha tehlikeli, protesto amacıyla açılan bir pankart mı?
Ya da HES'lere karşı çıkanlar mı?
Ya da Nükleer Santral istemeyenler mi?
Aslında bu öğrenciler ne ilk ne de son.
Onlar sadece bir örnek.
Asıl mesele şu:
Her protestonun arkasında bir "örgüt" aramak yerine, onların da ne söylediğine kulak vermek ve hiç değilse silahlı bir saldırgana gösterilen -anlayışı değilse de- 'tahammül'ü gösterebilmek.
Aykırı ses karşısında bile 'Adalet'e, 'Hukuk'a, sadece "Elma dersem çık" diye seslenmek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder